Makina İmalatçıları Birliği (MİB), makina imalat sektörünün Bursa’daki kıtalararası buluşması olan BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarları kapsamında, sektör temsilcilerini gala yemeğinde ağırladı.
1990 yılından beri tüm makine sektöründe yerli makine üreticilerinin çıkarlarını gözetmek ve yerli makine üretimini desteklemek amacıyla faaliyetlerini sürdüren Makina İmalatçıları Birliği (MİB), BUMATECH Bursa Makine Teknolojileri Fuarları kapsamında sektör temsilcilerini gala yemeğinde ağırladı.
Makina imalat sektörünün Bursa’daki kıtalararası buluşması olan BUMATECH Fuarlarının düzenleyicileri arasında yer alan MİB, yoğun bir katılıma sahne olan fuarın ilk gününde açtığı stantta ziyaretçilerini ağırlarken, akşam da gala yemeğinde sektör temsilcilerini buluşturdu.
Düzenlenen organizasyona; MİB üyelerinin yanı sıra TÜYAP Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener ve çok sayıda davetli katıldı.
Organizasyonun açılış konuşmasını yapan TÜYAP Bursa Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, “Yaklaşık 2 yıldır pandemiden dolayı bu tür organizasyonları yapamıyorduk. Bugün hep birlikte fuarımızı açtık. 2019 açtığımız son fuardan sonra bugün, ilk gün katılımı olarak yüzde 22’lik artış gerçekleşti. Ziyaretçilerimiz de nitelik olarak çok yüksek profildeydi. 700’e yakın yabancı iş insanı geldi. Hedefimiz 2000 civarında yabancı iş insanıydı. Bu hedefe ulaşacak gibiyiz. Hepimizin beklentisini karşılayacak bir fuar olmasını hedefliyoruz. Bu güzel geceyi organize eden MİB ailesine teşekkür ediyorum” dedi.
2030 yılına kadar sektörümüzün ihracatta kg fiyatını 2 kat artırmayı hedefliyoruz
Organizasyonda konuşan MİB Başkanı S. Emre Gencer, “Salgının yol açtığı koşullar nedeniyle makine imalatçıları olarak çok zor bir 2020 yılı geçirdik. Ancak 2021 yılı başından itibaren iç ve dış satışlarımız toparlanmaya başladı. Yılın ikinci yarısında bu trend hızlandı. Geldiğimiz noktada yılın ilk 10 ayında makine ihracatımız yaklaşık yaklaşık 20 oranında artarak, 19 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yıl sonunda 23 milyar doları aşacağımızı tahmin ediyoruz. Bu ülkemiz açısından sevindirici bir gelişmedir. Ancak bu yıl sonunda makine ve aksamları ithalatımızın 33 milyar doları aşması muhtemel. Başka bir ifade ile ödemeler dengesi açığımızın yaklaşık yarısı olan 10 milyar dolar açık, sadece makine sektörümüzden geliyor. Ülkemizi, küresel ekonomik değer zincirinde daha yukarılara taşımamız için öncelikle bu açığı kapatmalıyız. Bu vizyonla başarı hedeflerimizi geçtiğimiz yıl belirledik ve açıkladık. Buna göre 2030 yılına kadar sektörümüzün ihracatta kg fiyatını bugünkü seviyesinin iki katı olan 15 dolara, genel ihracatımız içindeki makine ve aksamlarının payını ise %9’dan %15’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.
Destek programlarında makine sektörüne öncelik verildi
“Devletimiz, bu hedeflere uygun olarak son dönemde uygulamaya koyduğu tüm destek programlarında makine sektörüne öncelik vermiştir” diyen Gencer, “İmalatçılarımızın uygun koşullu kredilerine erişimi, sorun olmaktan büyük ölçüde çıkarılmıştır. Sanayi Hamlesi Programı kapsamındaki ilk çağrılar makine sektörüne yapılmıştır. Bu sayede halihazırda ithal ettiğimiz çok sayda makine ve sitemin ülkemizde üretilmesini öngören yatırım projeleri uygulama aşamasına gelmiştir. Bunlar arasında; ‘Akıllı makinelerin beyin ve sinir sistemi’ olarak nitelendirilen CNC kontrolör ve sürücülerinin, ‘Servo motorların’ ve ‘lineer kızakların’ yerli ve milli üretilmesini öngören projeler de yer almaktadır. Bu projeleri, ülkemize makine imalatında sınıf atlatacak girişimler olarak niteleyebiliriz” dedi.
AB pazarında oluşacak fırsatları değerlendirebiliriz
“Avrupalı makine üreticilerinin bir bölümünün, dijital dönüşüm sürecindeki hızlı gelişmelere uyumda geç kaldıkları bilinmektedir” diyen MİB Başkanı S. Emre Gencer, “Almanya’nın bu sektördeki üstünlüğünü sürdürmek için son yıllarda hızlı adımlar attığını gözlemliyoruz. Nitekim, bu ülkenin son yıllarda Endüstri 4.0 üzerine 400’e yakın saha ve araştırma projesini uygulamaya geçirdiği bilinmektedir. Araştırmalar, buna rağmen gelecekte çok sayıdaki Avrupa makine üreticisinin piyasadan çekilmek zorunda kalacağına işaret etmektedir. Türk makinecileri olarak, AB pazarında oluşacak bu boşluğu ve fırsatları değerlendirebileceğimize inanıyoruz. Gümrük Birliği Anlaşması ile parçası olduğumuz AB tek pazarı makine sektörümüz açısından alternatifsizdir. Bu durumu bilincinde olarak, AB pazarındaki gelişmelere uyumda daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Ekonomik açıdan güçlü bir Türkiye’ye Avrupa’nın da çok ihtiyacı var
“150 milyar dolara yakın ticaret hacmimizin olduğu AB mevzuatına uyumda hızlı adımlar atmamız gereken diğer bir konu da Avrupa Yeşil Mutabakatıdır” diyen Gencer, “Yeşil Mutabakat aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm programıdır. AB Ülkelerine önümüzdeki yıllarda yapacağımız ihracat, Yeşil Mutabakat mevzuatına uygun olmak zorunda kalacaktır. Yeşil Mutabakatın 2019 yılında yürürlüğe girdiğini ve bu konudaki mevzuatların hızla hazırlanmakta ve yürürlüğe konulmakta olduğunu özellikle belirtmek isterim. Ülkemiz ise Yeşil Mutabakat Eylem Planını ancak geçtiğimiz aylarda hazırlayabilmiştir. Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nın hızla uygulanmasının, küresel değer zincirlerinin dönüşümü sürecinde ülkemize önemli avantaj sağlayacağı da kuşkusuzdur. Gümrük Birliğinin güncellenmesi, Dijital Tek Pazar, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum konuları zorlu süreçler. Ancak bu konularında kaydedeceğimiz hızlı gelişmelerin, Türkiye’nin AB Üyeliği yolunu da açacağını düşünüyorum. Zira ekonomik açıdan güçlü bir Türkiye’ye Avrupa’nın da çok ihtiyacı var” ifadelerine yer verdi.
Son derece güzel geçen gala yemeğinin son bölümünde ise Tarihçi, Akademisyen Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan katılımcılara bilgi dolu bir sunum gerçekleştirirken, “Bunu Herkes Bilir” başlıklı kitabını da konuklar için imzaladı.